ÖĞRENCİLERİ YURT DIŞINDA ATLAStan BAŞKA NELER BEKLER?

2004 yılının Kasım ayıydı, Atlas ta ki çalışma hayatımın henüz 3. ayına yeni girmiştim. Üniversite mezuniyetimden sonraki ilk profesyonel işimde her gün yeni ve hiç bilmediğim bilgiler ediniyor her sabah danışmanlığa  hazırım deyip, akşam eve dönerken alınan sorumluluğun önemini  danışmanlık süreçlerinin karmaşıklığını gördükçe, daha sabahki hazır beni, yeniden başa döndürüyordum.

Tam bu donemde düşüncelerine değer verdiğim bir büyüğüm  bana yurt dışında ofislere sahip olabilmekten oradan da buradaki hizmet kalitesiyle danışmanlığa devam edebilmekten bahsettiğinde , kulağa çok hoş gelen bir hayal olarak görmüştüm bu fikri. Yurtdışında ofis maliyetleri orada çalışılabilecek kalifiye insan tedariği; ayrıca yasal zorunluluklar vb. birçok olmazı var o işin diye düşünmüştüm.

Bugün 2009 yılının aralık ayında bu konuşmadan tam 5 yıl sonra Atlas Eğitimin Avustralya-Sydney ofisinde 1 yıl görev yapmış, Londra ofisinin 15 aydır müdürü olarak çalışan bır danışman olacağım aklıma hiç gelmemişti.

Bu konuda kendimi son derece şanslı hissediyorum ancak en büyük şansım eğitim danışmanlığına Atlas Yurtdışı Eğitim Danışmanlığında başlamak oldu. Türkiye’de birçok danışmanlık firması içinden parmakla gösterilen, kalitesini uluslararası kuruluşlarca onaylatmış ilk danışmanlık firması;  eğitim danışmanlığını ‘öğrenci yurtdışına çıkana kadar değil, yurtdışından ülkesine dönene kadar’ kendine borç edinmiş bir danışmanlık bilinciyle bu günlere gelmiş bir firma.

İşte tam bu noktada yurtdışı eğitim danışmanlığı firmasının öğrencilerini gönderdiği ülkede de öğrencilerinin yanında olabilmesinin önemi ortaya çıkmakta. 

Sunulan eğitim danışmanlığının kalitesini belirleyen tek unsur öğrencinin memnuniyetidir. Sizin öğrenciniz danışmanlık süreçlerinden ne kadar memnun kalmışsa danışmanlığınız o kadar kaliteli olmuştur.  Hemen ‘herkesi  memnun etmek mümkün mü ‘  sorusunu duyar gibiyim, sunu söylemeliyim hiçbir  eğitim süreci kusursuz, mükemmel değildir,  tabi ki sorunlar, sıkıntılar olacaktır, ancak danışmanlık öğrencinin bu sorun ve sıkıntılara önceden hazırlanıp  bilgilendirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması ile mümkün  olabilmekte.

Yurtdışı Eğitim Danışmanlığının 2 temel süreci bulunmakta. Türkiye de ki hazırlık süreci ve yurtdışında ki eğitim  sürecidir.  Her iki süreçte de  olası sorunlar, sıkıntılar, olumsuz durumlar ortaya çıkabilmekte, yurtdışı eğitim surecinde  meydana gelen sorunlar, neden firmaların yurtdışında da ofise sahip olmaları gerektiğini ortaya çıkarmaktadır.

Sydney de göreve  başlayalı henüz  1 hafta olmuştu. Tıpkı Atlas gibi Sydney de ofis açmış Brezilya merkezli  bir firma ile ofisimizi paylaşmaktaydık o donemde. Ofise, iklime, şehre  ve yeni is arkadaşlarıma, bambaşka bir kültüre alışmaya çalışırken bir yandan da, Atlas vasıtasıyla Sydney e gelmiş öğrencilerle irtibat kurmaya çalışıyor, olası problemlere karşı  çözüm hazırlıkları yapıyor, etraftan bilgi almaya çalışıyordum.

Haftanın ilk günü Pazartesi  idi. Öğle yemeğinden ofise yeni dönmüştüm.  Masamda Atlas vasıtasıyla Sydney e gelmiş bir öğrenci vardı,  ofisimizi bulup benimle görüşmeye gelmesine  sevinmiştim .  Öğrenci  geleli  henüz 3 gün olmuştu ancak inanılmaz depresif, üzgün, pişman bir hali vardı. Öğrenci konuştukça açılıyor, açıldıkça konuşuyor, durum daha da zor bir hal alıyordu, bir ara bir insan Sydney den nasıl bu kadar nefret edebilir diye düşündürdü bana.  Hani dokunsanız ağlayacak durum vardır, işte öyle bir durumdu öğrencinin hali. 40 haftalık dil eğitimine gelmiş ancak konuşmanın sonunda gözleri dolu dolu benden hemen uçak biletinin tarihini, en yakın zamanda dönebilecek şekilde değiştirmek istediğini söyledi.  Çok şaşkındım , çünkü öğrenciler yurtdışına belli hedeflerle, istekli, burukta olsa bir mutlulukla çıkar. Durum inanılmaz şaşırtmıştı beni. Hiç bozuntuya vermeden havayolu şirketini  aradım ve en yakın uçuşu sordum, ertesi  güne uçuş vardı ancak bunu öğrenciye hemen söylemedim, çünkü biliyordum ki o uçağa binecek Türkiye ye dönecek ve pişman olacaktı. Öğrenci özellikle uçuşa fark ödemek istemediğini söylemişti. Bu bana biraz cesaret vermişti, öğrencinin biraz daha deneyebileceğini hissetmiştim.  Yavaş yavaş konuyu değiştirip Türkiye' deki süreçleri konuşmaya, buraya gelme sebebini, burada ki eğitiminin kendisine nasıl hizmet edeceğini, gelecek hedeflerini konuşmaya başladık. 1 saat daha ekstra sohbetten sonra biraz daha rahatlamış gibiydi.

Birazdan 6 aydır Sydney de olan 2 öğrenci ofise geldi ve öğrenciye kendi ilk birkaç günlerini anlattılar, dışarı çıkıp biraz dolaştıktan,  kahve içtikten sonra öğrenci tamamen başka biri oldu. Az önce ki depresif, ağlamak üzere olan halden eser kalmamıştı.  Meğer öğrencinin 3 gündür hiç Türkçe konuşamamasıymış asıl sebep. Bu arkadaş dil eğitiminin ardından 6 aylık daha pazarlama sertifika programına kaldı Sydney de. Yeni programına kaydını yaparken ilk görüştüğümüz günü hatırlatıp uçak bileti durumunu kendisine söylediğimde, teşekkür edip iyi ki bana söylememişsin diye cevap verdi.

O gün Sydney de olduğum için bir kere daha mutlu olmuştum, yarım saat içinde o insanın nasıl değiştiğini görmek daha sonra ekstra 6 ay daha kalıp eğitimini uzatmasına yardımcı olup danışmanlık yapmak, yurtdışı ofisin ve danışmanlığın, yurtdısında da ne kadar önem arz ettiğini daha iyi anlamamı sağlamıştı. Tabii bu anım yüzlerce durumdan sadece bir tanesi, sağlık sorunu olan, okulu ile sorunu olan, vize problemi olan, iş bulamayan, bankada hesap açamayan ( telefon çalar; abi ben bu kadını anlamıyorum neden bana hesap açmıyor!!! Bir konuş gözünü seviyim deyip bir anda bankacıya telefonu verenler),  konaklama sorunu olan ( arayıp ben sokakta kaldım diyenler) yüzlerce öğrenci ile iletişimim olmuştur ve elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışmışımdır.

Bunu yaparken öncelikle yaptığınızı insanlık görevi gibi hissediyorsunuz, daha sonra  isinizi de yaptığınızı anlıyorsunuz. Belki tüm sorunlara, problemlere, çözüm üretemiyorsunuz ancak öğrenci  ile bu mücadeleyi birlikte vermeniz ve ona yol göstermeniz , sizi yanında hissetmesi, öğrencinin memnuniyetini sağlamanıza yetiyor; yani başta söylediğim danışmalığı layıkınca yapmanıza yeterli oluyor.  

Yurtdışı  ofislerinde öğrencilerin en önemli diğer beklentisi oradaki danışmanın, aynı Türkiye de olduğu gibi, okullar hakkında, vizeler hakkında, yeni eğitim süreçleri için bilgi sahibi ve tecrübe sahibi olması. Ben Uluslararası İlişkiler okudum, yüksek lisansım da Uluslar arası işletme ancak  Makine mühendisi bir arkadaş ya da Mimarlık mezunu bir arkadaş sizden master konusunda bölüm ve kariyer tavsiyeleri isteyebilmekte, bu sebeple tam danışmanlık hizmeti verebilecek donanımlı , bilgili bir eğitim danışmanına sahip olmak zorundasınız.  Yurtdışı ofisinde danışmanlık hizmeti, oradaki bir öğrenci vasıtasıyla tam olarak sunulabilecek bir hizmet değil, danışmanın Türkiye de de bu hizmeti vermiş, tecrübe kazanmış, bu kültürü almış bir kişi olması şart.

Ayrıca bir danışmanlık firmasının, öğrenciye ya da ailesine bu güvenceyi verebilmesi, kendi danışmanlarının öğrencinin gideceği ülkede kendisine yardımcı olabilmek amacıyla bulunduğunu; acil bir durumda arayabileceği bir telefonun olduğunu belirtebilmesi, o firmanın en önemli ayrıcalığı olsa gerek.

Atlas Eğitim bünyesinde vermiş olduğum yaklaşık 5 buçuk yıllık eğitim danışmanlığımın, 2 yıldan fazlasını yurtdışı ofislerinde çalışarak geçirdim. Yazdığım bu yazıyı, 5 yıl önce bana hayal ürünü gelen yurtdışı ofis fikrini ilk duyduğum büyüğüme teşekkür ederek sonlandırmak isterim.

 

   

 

  • Paylaş: